Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Türk Lirasına geçiş başladı. Türk lirası tasarruf araçlarına ve özellikle vadeli mevduata olan talep artmıştır. 17 Kasım itibarıyla, 12 hafta içerisinde, Türk lirası mevduat 1,7 trilyon Türk lirası artarken, kur korumalı mevduat 601 milyar Türk lirası ve döviz cinsi mevduat da yaklaşık 3 milyar ABD doları gerilemiştir” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Erkan, program kapsamında ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin yanı sıra enflasyonla mücadelede izlenen politikalar ve sonuçları, Türk Lirasını güçlendirmeye yönelik atılan adımlar, bireysel ve ticari kredi konularındaki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Enflasyonla mücadele konusunda uygulanan politikalar ve bu politikaların sonuçlarını anlatarak konuşmasına başlayan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Enflasyon ile mücadelede önkoşul tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılıktır. Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir” dedi.
Erkan, “Biz üzerimize düşeni yaptığımız ve yaptıklarımız üzerinden bizi değerlendirip bu patikaya olan inancınızı pekiştirirseniz, enflasyonu bu patika üzerinde oturtup dezenflasyonu minimum maliyetle gerçekleştirmemiz mümkün olabilecektir. Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple “algı, kabul, itibar” üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız” diye konuştu.
“Politika kararlarımızın etkileri devreye girdi, iyileşme işaretleri belirmeye başladı”
Uygulanan politikaların sonuç vermeye başladığına dikkat çeken Erkan, “Enflasyondaki yükselişten sonra, politika kararlarımızın etkilerinin devreye girmeye başlamasıyla birlikte beklentilerde ve beklenti dağılımında iyileşme işaretleri belirmeye başlamıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi, para politikasından daha çok etkilenen ürün gruplarında fiyat artış hızı azalmakla kalmadı, uzun bir süreden sonra ilk kez indirimler görülmeye başladı. Kasım ayı öncü göstergeleri de aylık enflasyondaki gerilemenin devam edeceğine işaret etmektedir” şeklinde konuştu.
“Enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek”
Enflasyon Raporu’nda da belirttiğimiz gibi yıllık enflasyon mayıs ayındaki baz etkisiyle tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024’ün ikinci yarısında gerileyecek. Baz etkilerinin ötesinde, enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek. Yapısı gereği yılda bir kere fiyatın güncellendiği kira ve eğitim gibi kalemlerde de manşet enflasyon geriledikçe daha kademeli bir yavaşlama göreceğiz. Bu tür kalemlerde dezenflasyon 2024 yılı sonu ve 2025 yılında daha hissedilir hale gelecek. Özellikle büyükşehirlerde, kiralık ev ilanlarındaki fiyat artışlarında belirgin yavaşlama sinyalleri alıyoruz. Parasal aktarım sürdükçe bu gözlemler daha da yaygınlık gösterecektir” dedi.
“Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderildi”
Kredilerde uygulanan politikalara ilişkin de açıklamalarda bulunan Erkan, “Aldığımız seçici kredi tedbirleri sonucunda, temmuz ayından itibaren bireysel kredilerde normalleşme başlamıştır. Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderilirken, ticari krediler ise süreklilik göstererek üretim kapasitesine katkıda bulunmaktadır. 2023’ün ilk yarısında görülen hızlanmanın ardından, ticari kredi büyümesi mayıs ayı sonunda durma noktasına gelmişti. Gerek öncesindeki aşırılık gerekse sonrasındaki ani duruş hem firmalarımız hem de bankacılık sistemi için sağlıklı değildir. Bu değerlendirme ışığında hızla hareket geçerek piyasa mekanizmasının yeniden tesisini sağladık. Böylece, reel sektöre Türk lirası cinsinden kredi akışının toparlanmasıyla ticari kredi büyümesi dengeli ve sürekli bir yapıya kavuşmuştur” ifadelerini kullandı.
“Türk Lirasına geçiş başladı”
Mevduat gelişmelerinde Türk Lirasına geçişin başladığının görüldüğünü söyleyen Erkan, “Türk lirasına geçiş zamanının geldi ve geçiş başladı. Bunun en doğrudan yansımalarını mevduat gelişmelerinde görüyoruz. Türk lirası tasarruf araçlarına ve özellikle vadeli mevduata olan talep artmıştır. 17 Kasım itibarıyla, 12 hafta içerisinde, Türk lirası mevduat 1,7 trilyon Türk lirası artarken, kur korumalı mevduat 601 milyar Türk lirası ve döviz cinsi mevduat da yaklaşık 3 milyar ABD doları gerilemiştir” dedi.
“Piyasalarda öngörülebilirlik artmaya başladı”
Erkan açıklamasının devamında, “17 Kasım itibarıyla, brüt uluslararası rezervler, mayıs sonuna kıyasla 36 milyar dolar artış göstererek 134 milyar doların üzerine çıkmıştır. Bu aynı zamanda son 9 yılın da en yüksek seviyesidir. Yakın dönemde rezervlerde gözlenen artışta Körfez Ülkeleri’nin yanı sıra batılı fon girişlerinin de etkisi görülmüştür. Uygulamaya koyduğumuz politikalarla kısa zamanda önemli bir aşama kaydettik. Piyasalarda öngörülebilirlik artmaya başladı. Sıkı parasal duruş ve makroihtiyati sadeleşmeyi içeren politika normalleşmesi, CDS primini önemli ölçüde etkilemiştir. Mayıs ayında 700 baz puan seviyesinde olan 5 yıllık CDS primi, yakın coğrafyamızı çevreleyen jeopolitik gelişmelere rağmen, 339 baz puan seviyelerine kadar gerilemiştir. Türkiye’ye olan yatırımcı güveni finansman koşullarında belirgin bir iyileşmeye yol açmakta, bu da döviz kurundaki istikrara önemli bir katkı sunmaktadır” ifadelerine yer verdi.