Doğuş Çay ve TEMA Vakfı’ndan sağlıklı topraklar ve sürdürülebilir çay tarımı için ortak adım
‘Her Dem Toprak İçin ’projesi ile çay bahçelerinde
toprak sağlığı iyileşiyor, verim artıyor!
Doğuş Çay ve TEMA Vakfı iş birliğiyle 2016 yılında başlatılan ‘Her Dem Toprak İçin’ projesinin üçüncü aşaması başarıyla tamamlandı. Kimyasal gübre kullanımı nedeniyle asitleşen çay topraklarının iyileştirilmesini hedefleyen projenin uygulama bahçelerinde toprak pH değeri ideal seviyelere ulaştı, verim ortalama yüzde 58 arttı
Türkiye’nin en büyük özel sektör çay üreticisi Doğuş Çay ve TEMA Vakfı işbirliğiyle yürütülen ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi kapsamında, Rize’nin en önemli geçim kaynaklarından olan çayın sağlıklı topraklarda, aynı lezzet ve kalitede yetiştirilmesini sağlamak amacıyla eğitim ve farkındalık çalışmaları gerçekleştiriliyor. Yoğun kimyasal gübre kullanımı sonucunda çay topraklarının yüzde 86’sının aşırı asidik hale gelerek verimli ve sürdürülebilir çay tarımını tehdit etmesi nedeniyle başlatılan projede, toprağın sağlığına kavuşmasıyla birlikte çay tarımının sürdürülebilirliği yeniden tesis ediliyor.
Çay tarımı için toprak pH değeri ideal seviyeye ulaştı
Projenin 2021-2024 yıllarını kapsayan üçüncü aşamasında; Rize’nin İkizdere, Fındıklı, Çayeli, Güneysu, Merkez ve Pazar; Trabzon’un Of ve Artvin’in Kemalpaşa ilçelerindeki toplam 8 farklı bahçede toprak ıslahı çalışmaları yapıldı. Topraktaki asitliği gidermek üzere yapılan organik gübre, tarım kireci, çay atığı kompostu ve çapalama çalışmalarıyla kimyasal gübrelerden uzaklaştırılan topraklar hızla sağlığına kavuşmaya başladı.
Başlangıçta toprağı ekstrem asit (ortalama pH değeri 4,1) olan tüm bahçelerde yapılan uygulamalar ile toprak asitlik değeri, çay için ideal seviyelere (pH 5,0-6,0) ulaştı. Ayrıca topraktaki mikroorganizma faaliyetlerinde de artış gözlemlendi.
Sadece verimi değil, çayın kalitesi de arttı
Yapılan çalışmalar sonucunda toprak sağlığındaki iyileşme, çay kalitesine de yansıdı. Uygulama yapılmayan topraklara kıyasla ortalama yüzde 58 verim artışı sağlanırken, her yıl yapılan yaş çay yaprak analizlerine göre, 2024 yılı sonunda çayın tat ve aromasına etki eden polifenol miktarında yüzde 32, demin suya geçme oranına etki eden ekstrakt miktarında yüzde 8 artış oldu. Kuru çay randımanına olumsuz etki eden selüloz miktarı ise yüzde 35 azaldı.
“8 yılda toplam 13 bin 600 kişiye ulaşarak önemli ölçüde farkındalık sağlandı”
2016–2017 yıllarında farkındalık eğitimleriyle başlayan ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi, zaman içinde kapsamını genişleterek örnek tarım uygulamaları ve toprak iyileştirme çalışmalarıyla gelişimini sürdürdü. 2018–2020 döneminde Rize merkezli uygulamalara ağırlık verilirken, 2021–2024 yıllarını kapsayan üçüncü aşamada çalışmalar Trabzon ve Artvin illerini de kapsayacak şekilde genişletildi.
Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı, proje kapsamında yürütülen eğitim çalışmalarının 8 yıl içinde 13 bin 600 kişiye ulaştığını kaydederek, “Projemizin hedef kitlesindeki tüm kesimlere çay bitkisinin ekolojisine uygun toprak koşulları, bitki besleme, gübreleme, budama, hasat ve toprak yönetimi konusunda bilgilendirme çalışmalarıyla teorik ve pratik yöntemler TEMA Vakfı tarafından sunuldu. Bu çalışmalar ile çay üretimini en kaliteli ve sürdürülebilir hale getirmek, toprağı iyileştirerek gelecek nesillere aktarmak amacıyla önemli bir farkındalık sağladık” şeklinde konuştu.
“Hem bölge insanını hem de ülke ekonomisini desteklemeyi hedefledik”
Projenin rapor sonuçlarını da değerlendiren Batallı, Türkiye’de erozyon ve çölleşmeyle mücadele eden, başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkların korunmasına yönelik bilimsel temelli çalışmalar yürüten TEMA Vakfı ile iş birliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Batallı, “Toprağın sağlığına kavuşmasıyla elde ettiğimiz verim artışı ve ürün kalitesi, sürdürülebilir ve lezzetli çay üretimi için çok değerli. Kuruluşumuzdan bu yana, 40 yıldır sahip çıktığımız ilke ve değerlerimizle standartlara, insan sağlığına ve doğaya gösterdiğimiz özeni bugün de aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugün, Rize’de 5 adet çay işleme ve Ordu’da 1 adet çay paketleme fabrikası ile yıllık 50 bin ton üretim kapasitesine sahip bir şirket olarak 55 bin çay çiftçimiz ile bu alanda önemli bir yol aldık. Çalışmalarımızın kazanımlarını somut olarak ölçebilmenin gururunu yaşıyoruz” dedi.
Çay üretimini sağlıksız üretim tehdidinden kurtarmanın önemini de vurgulayan Batallı, “Ülkemizi dünya tüketiminde birinci, üretiminde ise beşinci sıraya taşıyan; sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın sağlıklı topraklarda üretilmesi ve bu üretimin sürdürülebilir kalite ve lezzette olması, sadece markamızın doğduğu Rize’deki bölge insanımızın değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin de kalkınması ve en önemlisi tüketicilerimizin hak ettikleri değeri görmesi anlamına geliyor. Bu nedenle, hem üreticilerimizin hem de tüketicilerimizin geleceğini düşünerek çıktığımız bu yolda gösterdiğimiz özen ve emeğe önümüzdeki dönemde de hız kesmeden devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“Toprağı korumak, yaşamı korumaktır”
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sağlıklı toprağın; yaşamın ve doğanın sürdürülebilirliği açısından temel bir unsur olduğuna dikkat çekti. Ataç, “Toprak sağlığı tarımsal bir mesele olmanın yanı sıra ekosistemlerin devamlılığı, biyolojik çeşitliliğin korunması ve insan yaşamı için de hayati bir öneme sahiptir. TEMA Vakfı olarak iki toprak sevdalısı Kurucu Onursal Başkanımız, merhum Hayrettin Karaca ve merhum A. Nihat Gökyiğit’in çizdiği ‘sağlıklı toprak, sağlıklı yaşam’ ilkesiyle kurulduğumuz günden bu yana, toprağın korunmasını bir çevre politikası değil, bir yaşam politikası olarak görüyoruz. Doğuş Çay ile uzun yıllardır sürdürdüğümüz ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi de bu anlayışımızın somut bir yansımasıdır. Bu projeyle bir kez daha gördük ki, toprağı doğru yöntemlerle iyileştirdiğimizde yalnızca verim artmıyor; aynı zamanda ürün kalitesi yükseliyor, üretici destekleniyor ve tüketiciye daha sağlıklı ürünler ulaşıyor. Sağlıklı bir toprağın sağladığı bütünsel faydalar, hem bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya hem de yarının yaşam hakkını güvence altına almaya hizmet ediyor. Bu proje, sağlıklı toprağın sürdürülebilir tarım için nasıl temel bir unsur olduğunu göstermesi açısından son derece değerli bir örnek olmuştur. TEMA Vakfı olarak bu sürecin her aşamasında yer almak ve uzun soluklu bu iş birliğiyle toprağı koruyarak üreticiyi desteklemek, bizim için hem büyük bir sorumluluk hem de büyük bir umut kaynağı” şeklinde konuştu.
Doğuş Çay Hakkında
1985 yılında bir aile şirketi olarak kurulan Doğuş Çay, ilk yatırımını çay sektöründe gerçekleştirdi. Çay ile başlayan faaliyet alanı; ilerleyen yıllarda şeker, salça, içecek, cips ve güneş paneli üretimleriyle genişledi. Kurulduğu günden bu yana kalite ve dürüstlük ilkelerinden taviz vermeden büyüyen Doğuş Çay’ı bugün tarım sektöründeki en önemli şirketlerden biri yapan en temel dinamikleri arasında; ileriyi görebilen vizyonu ve değişen tüketici tercihleri karşısında doğru stratejiler belirleyerek beklentilerin üzerinde ürünler geliştirmesi yer aldı. Yılda 2 milyon ton tarım ürünü satın alıp işleyerek ekonomiye kazandıran Doğuş Çay, bu yıl 40’ıncı yılına girdiği tarım sektöründe standartlara ve insan sağlığına gösterdiği özenle; kalifiye satış ekibi, lojistik gücü, yaygın bayii ağı ve etkin dağıtım sistemiyle Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyor.
TEMA Vakfı Hakkında
TEMA Vakfı, iki doğa sevdalısı, Toprak Dede merhum Hayrettin Karaca ve Yaprak Dede merhum A. Nihat Gökyiğit tarafından 1992 yılında kuruldu. Vakıf, topraklarımızı tehdit eden erozyon ve çölleşmeyle mücadelede toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı artırmak, başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları korumak, koruyucu çözümler üretmek ve bu mücadelenin devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamak amacıyla çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’nin 81 ilinde faaliyetlerini sürdüren 1 milyon 200 bini aşkın TEMA Vakfı gönüllüsü bulunmaktadır.
TEMA Vakfı, kuruluşundan bu yana; Mera ve Toprak yasalarının kanunlaşmasını sağladı. Doğal varlıkların korunması için açtığı/müdahil olduğu 324 davanın 187’sini kazandı, onlarca dava ise devam ediyor. Yaklaşık 50 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alanda 42 milyondan fazla fidanı toprakla buluşturdu. 22 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alana ise 700 milyon meşe palamudu ekti. 489 kırsal kalkınma, koruma ve ağaçlandırma projesi gerçekleştirdi. Doğa eğitimleri ve farkındalık çalışmalarıyla 7 milyonu aşkın öğrenciye ulaştı. Çevre seminerleri, eğitim programları, projeler ve eğitim portalları aracılığıyla yüz yüze ve dijital kanallarla 280 binden fazla öğretmene ve 35 bini aşkın kamu görevlisine ulaştı. Çevreyle ilgili 100’e yakın kitabı kamuoyuna kazandırdı. 2012 yılında Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sekretaryası önderliğinde dünyada ilk kez verilen Yaşam İçin Toprak | Land for Life ödülünü ilk kazanan oldu.